Beyinlerimiz yapmalarını istediğimizi değil söylediklerimizi eyleme geçirir. Beyin sinir sistemini uyaran aksiyon içeren sözlere hemen tepki verir, özellikle görsel, işitsel, dokunsal sözcüklere. Bununla birlikte olumsuz kurulan cümlelerdeki fiillere hızlıca itaat eder. Kullanılan fiilin etkisi, arkasından gelen olumsuz takıdan daha etkilidir: “Düşün-meyin” gibi.

Şimdi, sakın pembe bir fil düşünmeyin!..

Neler oldu?

Bir kamu spotunda “sigarayı bırak, hayatı bırakma” sloganı işlenmiştir. Yukarıdaki örnekten yola çıkarak bu sloganın insan beyninde sigarayı bırakırsan hayatı bırakmış olacaksın gibi algılanması büyük bir olasılıktır. Peki, büyük maliyetlerle bu spotu hazırlayanların böyle bir bilgiden yoksun olmaları kamu ile ilişkilendirilebilir mi?

Özel sektöre bir göz atalım: Büyük bir yapı malzeme firması yine muhtemelen yüksek bedeller ödeyerek, Haluk Bilginer’in seslendirmesiyle şöyle bir reklam yayınladılar:

XX al, risk alma!

Kendi markaları XX ile “risk” kelimesini aynı cümle, aynı slogan içinde kullanmaları özel sektör olmalarına rağmen nasıl açıklanabilir?

Hipnoz; basit olarak bilinçli düşünme sistemimizin devre dışı bırakılıp bilinç dışı davranışlara zemin hazırlayan zihin durumudur. Böylece içimize dönerek içsel farkındalığımızı keşfederiz. Anlamsız gibi gözüken kelimeler bilinçaltımızda gerçek anlamlarına kavuşur.

“Şimdi giderek rahatlayacak ve daha derine doğru gideceksin. Kullanmadığın potansiyelin, sınırsızca serbest kalacak, deneyimlediğin durumun seni geliştirmesine izin ver. Hem bilincinin hem de bilinçaltının memnun olacağı ve kabul edeceği bir yol olduğunu fark edeceksin…” 

Yukarıdaki hipnotik telkin cümlesine bir de Nöro Satış açısından göz atalım:

“Geliştirdiğimiz yeni yatırım modelini çok güvenli bulacaksınız. Bu şekilde gelirinizi iyileştirebileceksiniz. Kendinize bu şansı verin. Bu modelin hem beklentilerinizi tamamen karşıladığını hem de tüm endişelerinizi ortadan kaldırdığını fark edeceksiniz…”